25 Haziran 2019 Salı

Türk Aynştaynı: Oktay Sinanoğlu Kitabı - (Söyleşi:Emine Çaykara)




Oktay Sinanoğlu’nun çocukluğundan ailesine, okul yıllarından yurtdışı serüvenine, bilim insanlarıyla olan ilişkilerinden bilim dünyasına kazandırdığı teorilerine, Türkçe ve Türkiye üzerine düşüncelerine ve bunun gibi birçok konuya dair anılarından süzülen olumlu-olumsuz her cümlesine sanki karşılıklı sohbet eder gibi samimi ve doğal bir anlatımla - soru-cevap eşliğinde - tanıklık ediyorsunuz. Bunu kronolojik bir sıralama eşliğinde yapması da o dönemdeki olaylarla bağlantı kurmanızı ve yaptığı çalışmalar arasındaki ilişkiyi anlamlandırmanız açısından kolaylık sağlıyor. 

Yaptığı çalışmalar üzerine sohbetlerde kuramlardan bahsederken en basit şekliyle ifade etmesi, önceki çalışmalara atıf yaptığında tekrardan kısa bilgiler vermesi ve eğer ortak çalışma yaptıysa da kimle çalışıyorsa onun hayatına dair kısa bilgi vererek nerede ne konumda olduğunu belirtmesi araştırma yapmak isterseniz kolaylık sağlaması açısından iyiydi. Ayrıca yazdığı kitap, makale vb yayınlarının hepsi kitaba liste şeklinde eklenmiş. 

Bir ara bir sürü çalışma yapıp da hiçbirini yayınlamayınca rüyasına bir nine giriyor ve yaptığı çalışmaları kendisine saklamamasını ve en kısa zamanda yayınlamasını söylüyor, bu satırları okuyunca bilim aşkıyla yatıp kalkıyor cümlesinin tam karşılığını verdiğini düşündüm. 

Yurt dışında gittiği konferansları, yaptığı çalışmalar için araştırmalarını, mahalle arasında seyahat ediyormuş gibi ülkeler arası yaptığı seyahatleri okurken başınız da dönmüyor değil. :) Beni en çok etkileyen bir yönü de bu kadar sayısız makale, konferansa rağmen sosyal hayatının da bir o kadar kaliteli olmasıydı: tekne kiralayıp okyanusları mı aşmadı ya da pilotluk eğitimi alarak yurt dışında tek başına uçak kiralayıp yolculuk mu etmedi? 

Kitabın son bölümünde; bebekliğinden itibaren annesinin tuttuğu günlükten birkaç sayfayı da kapsayan hayatının birçok dönemine ait fotoğraflara ulaşabiliyor ve ayrıca Sinanoğlu hakkında yerli ve yabancı basında çıkmış gazete küpürlerine göz atmış oluyorsunuz. 

Yurt dışında bir o kadar takdir edilip üniversitelerinde kalmaları için çaba harcayan ülkeleri okuyup ardından ülkesi için birçok yeni fikirle gelip eli boş dönmesini okurken üzülmeden edemiyor insan. 

Benim burada ifade ettiğim yaşamının sadece kısa bir özüydü, daha fazlası için mutlaka okumanızı tavsiye ederim, keşke daha uzun yaşasaydı da yaptıklarını ve yapmak istediklerini uzun uzun anlatmaya devam etseydi. 


Altını çizdiğim ve not ettiğim alıntılara birkaç örnek; 


- Oktay Sinanoğlu bir âşıktır, bilime âşık, vatanına milletine âşık, Türk diline, tarihine âşık, insanlığa, daha doğrusu her insanın içinde gizil duran en yüksek mertebelere ulaşabilme yeteneğine âşık. (syf. 409 - Kendini tanımlaması istendiğinde verdiği yanıt) 

- Japonya'ya gidiyoruz, "yaa şu Nobel'i alsana artık"; Hindistan'a gidiyoruz, "Nobel'i almanı bekliyoruz". Türkiye'de de halktan diyenler oluyor. Asya'da birkaç millet, "Yaa senin canın istemiyorsa bizim için al" diyor. Ne bileyim, Nobel ne demek? İnsanın bu cihanda yapıp yapmadıkları yalnız Nobel'le mi ölçülür? Ben yaptıklarımı, meraktan ve manevi zevkler için yapıyorum. (syf. 236) 

- Şöhret gibi şeyler beni ilgilendirmiyor; bilimi bilim aşkı, merak için yaptım hep. (syf. 182) 

- Bende hiçbir zaman böyle bir his olmadı, herkesi aynı gördüğüm için.. Kadın-erkek diye ayrım yapmak, ırk ayrımı gibi bir şey. Dedim ya, her insanın içinde birtakım cevherler vardır, onlara bakmalı, kalıplara değil. (syf. 130) 

- Araştırmaları yaparken en büyük mükâfatım, gecenin üçünde filan sorunu çözdüğüm zaman, veya işin püf noktasını anladığım zaman duyduğum haz. Uçuyorum... (syf. 111) 



*Alıntılar; Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'nın 2004 senesindeki 23. baskısına aittir.

16 yorum:

  1. Paylaşıma teşekkürler... okunması gereken bir eser..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuduğunuz için ben teşekkür ederim. Evet, kitaplarını okumadan önce düşüncelerini ve kendisini tanımak adına iyi bir başlangıç.

      Sil
  2. Harika bir paylaşım ve Oktay Sinanoğlu da gerçekten Türk anştaynı. Çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, evet gerçekten de öyle, keşke değeri daha çok bilinseydi ülkemizde.

      Sil
    2. DEĞERİ ÇOK FAZLA BİLİNMİYOR GERÇEKTEN DE DAHA ÜNİVERSİTE BİTİRDİĞİ HALDE OKTAY SİNAOĞLU'NUN İSMİNİ DUYMAYAN İNSANLAR VAR MAALESEF.

      Sil
    3. Evet, tanımayan çok kişi var, umarım zamanla okuyan sayısında artma olur.

      Sil
  3. Bloğunuzu takibe aldım. Bahsettiğiniz kitabı henüz okumadım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Okunacak çok kitap var.

      Sil
  4. Şöhret gibi şeyler beni ilgilendirmiyor; bilimi bilim aşkı, merak için yaptım hep.
    Ancak bu düşüncedeysen bir yerlere gelirsin . Teşekkürler

    YanıtlaSil
  5. Örnek alınacak bir portre, listeye aldım tşkler

    YanıtlaSil
  6. Oktay Sinanoğlu'nun kitaplarını okumak istiyorum ama bakalım ne zaman... Söyleşisini okumak daha iyi olur belki de önce, kendisini tanımak adına..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de söyleşisini okumak ilk başta daha iyi olur, düşüncelerini bilip kendisini tanıdıktan sonra kitaplarında vermek istedikleri daha rahat anlaşılır. Çok teşekkürler yorumunuz için.

      Sil
  7. hımm okumadıım ama okunurmuş ivit tişkir. nineye de tişkir hihihi :)

    YanıtlaSil

Diğerlerinden Daima Bir Adım Önde Olanlar :)