Mafalda, kalın bir gözlük takan, okuması gereken bir şeyler olduğunda kendi tabiriyle Sherlock büyütecinden yardım alan, okulun girişindeki en sevdiği kiraz ağacına tırmanmaktan mutluluk duyan, sevdiği kedisinden bir an olsun ayrılmak istemeyen, kendisi ve yetişkinler üzerine aklında bir sürü cevaplanmayı bekleyen sorusu olan henüz 9 yaşında bir kızdır.
Mafalda, Stargardt hastalığı nedeniyle birkaç ay içerisinde görme yetisini kaybedecektir, tamamen karanlıkta kalma fikri onu korkutmaktadır ve bunun üstesinden gelmek için yapmaktan keyif aldığı ve ilerde yapamayacağını düşündüğü şeyleri günlüğüne yazmaya başlar: Futbol oynamak, yıldızları saymak, yakın bir arkadaşa sahip olmak gibi.
Kitap sonuna kadar Mafalda ile siz de bu korkuyla yüzleşecek ve onun sonunda nasıl bir karar aldığına tanıklık edeceksiniz.
Çocuk karakterleri her zaman sevmişimdir. Mafalda, bir çocuğun yüzleşmesinin çok zor olduğu bir hastalığa sahip olsa da yaşının verdiği gibi davranması sizi kitaba daha da yakın hissettiriyor. Aşırı sevinçli halleri, duygusallığı, yetişkinleri ilgilendiren konularda düşüncelerinin masumluğu yazarın karakteri yaşına uygun dille kaleme aldığını hissettiriyor.
Kitabın adından da anlaşıldığı gibi kiraz ağacı önemli bir yere sahip. Konumuz onun etrafında şekilleniyor diyebiliriz. Yazarın okuduğum röportajında, çocukken bahçesinde bu ağaca sahip olduğunu ve bu yüzden kiraz ağacının çocukluğu ve aynı zamanda Mafalda’nın geleceğini sembolize etmesini istediğini belirtmiş.
Mafalda, Calvino’nun Ağaca Tüneyen Baron kitabını çok seviyor ve sürekli onun içerisindeki karakterle bir nevi konuşuyor, aslında yaşamını o karakterle özdeşleştiriyor diyebiliriz. Bu kitabı seçmesinin sebebi de yazarın da çocukken en sevdiği kitapmış ve güncel, dokunaklı temalara sahip olmasıymış. Bu durumu çok sevdim, bunun gibi Çocuk Kalbi, Küçük Prens gibi başka kitaplardan da bahsedilmiş ve bazı olaylarda onlara atıf yapılmış. Okuduğum kitaplar olduğu için de ayrıca o karakterleri anımsamak güzel oldu.
Konu itibariyle okurken duygusal yönden bazı satırlarda zorlandım ama minik cesur kahramanım beni birçok konuda çok umutlandırdı, iyi ki okumuşum.
Altını çizdiğim bazı satırlar da şu şekilde:
- Ağaçta yapmayı en çok sevdiğim şey, yanıma bir çizgi roman alarak ortadan ikiye ayrılıp iki tarafa doğru uzayan bir dalın üzerinde oturarak onu okumaktı. (syf 16)
- Bazı haberler insanın yanında sarılabileceği bir kedi varken verilmeli. (syf 29)
- Arkadaşlık kolay ama aşk, tıpkı gözlerimi kaplayan sis gibi işleri karıştırıyor. (syf 100)
- Aşık olduğun zaman gözlerin daha iyi görmüyor belki ama bir yerlere çarpmaktan daha az korkuyorsun. (syf 127)
*Alıntılar; Timaş Yayınlarının 2019 senesindeki V. Basımına aittir.