Evet, yeni bir Ağaç Ev Sohbeti için tekrardan yerimi aldım. Bu haftaki konumuzu da çok beğendim, farklı şehirlere konuk olacağız. 😇 Çok uzatmadan, yazmak isteyenler için soruyu tekrardan hatırlatmak adına hemen yazayım:
Bu hafta ağaç evde, farklı şehirlerde hatta farklı ülkelerde yaşayan ancak her hafta ağaç evde toplaşan kişiler olarak yaşadığımız şehirleri konuşmayı istedik ve sorumuz bu şekildeydi: Yaşadığınız şehrin sevdiğiniz ve sizi oraya bağlayan özellikleri nelerdir? Şehrinizde gitmeyi tercih ettiğiniz yerleri, meşhur yemekleri ve bir gün uğrarsak bize önerebileceğiniz aktiviteleri tanıtır mısınız?
İzmir'den hepinize öncelikle kocaman bir merhaba! Her sokağı denize çıkan İzmir'imde ben bu sefer sizleri tepelere çıkartmak istiyorum. 💚
Ben size yazımda İzmir'in kültür-sanat yönünü aktarmaya çalışacağım. Tabi bu sadece bir günlük gezebileceğimiz kısmı. 😇
Günümüzde Kadifekale olarak bilinen Smyrna Akropolis’i (Yukarı Şehir) Pagos Dağı eteklerinde Helenistik Dönem'de (M.Ö. 330-30) kurulmuş. Şu an ziyaret ettiğinizde içinde bir Bizans Dönemi sarnıcı ve bir cami kalıntısını görmeniz mümkün.
Eski İzmir’in kuruluşunun bir efsanesinden sizlere bahsetmek istiyorum. Eminim sizin de yaşadığınız şehrin bir efsanesi vardır. Efsaneler şehirleri yüceltir. Bildiğiniz efsaneler varsa eğer yorumlarda paylaşmanızdan büyük mutluluk duyarım. 😊
İzmir’in kuruluş efsanesinde Büyük İskender rol oynamaktadır. Efsaneye göre Makedonya Kralı Philip’in oğlu İskender, o dönem Pagos olarak adlandırılan tepede avlandıktan sonra dönüş yolunda Nemesis Tapınağı yakınında bir kaynağın başında, çınar ağacı altında uykuya dalmıştır. Rüyasında intikam tanrıçası Nemesis kendisine görünür ve Büyük İskender’e burada bir şehir kurmasını ve Bayraklı'da (Eski İzmir) yaşayan halkı buraya getirmesini ister. Eski İzmirliler bilici Tanrı Apollon’un günümüzde Menderes ilçesinde bulunan, o dönem Klaros diye anılan kehanet merkezine giderler ve oradaki kahine danışırlar. Kahin vasıtasıyla Tanrının verdiği yanıt ''kim Pagos’a yerleşirse dört kat daha fazla mutluluk bulacaktır'' şeklindedir. Bunun üzerine halk yavaş yavaş günümüz Bayraklı’daki tepeden ayrılıp Kadifekale’ye yerleşmeye başlar. Aşağıdaki fotoğrafta Büyük İskender'in çınar ağacı altında uykuya dalışını resmeden Roma parasıdır.
Siz de Kadifekale’ye çıkıp İzmir’in manzarasını kuş bakışı olarak izleyebilirsiniz. Ben şimdiden size benim gözümden nasıl göründüğünü göstereyim.
Kadifekale'den yürüyerek Agora’ya, İzmir’in bir diğer önemli tarihsel çekiciliğine gelebilirsiniz.
İzmir Agora’sı Kadifekale ile Kemeraltı arasında yer alıp Roma İmparator’u Marcus Aurelius tarafından MS.178 yılındaki büyük depremden sonra yapılmış. Büyük oranda sağlam olarak günümüze ulaşan Agora günümüzde Kemeraltı hattında olan eski limandan gelen malların satışının yapıldığı bir pazar yeri olarak kullanılmış. Şu an Kemeraltı’nda dolaşırken oranın zamanla dolmuş olduğunu aslında bir zamanlar denizin orada olduğunu düşünmek gerek aslında. Agora aynı zamanda mahkeme binası olarak da kullanılmış. İzmir’e gelirseniz Çankaya metro durağından 10 dakikalık yürüyüşle Agora’ya ulaşabilirsiniz. Unutmadan her ne kadar ziyarete şu an kapalı olsa da dünyanın en zengin grafiti koleksiyonunun Agora’nın bodrum katı duvarlarında olduğunu söylemeden geçmemek gerekir. Agora’nın bu denli nasıl korunduğu merak ederseniz 16. Yüzyıldan itibaren mezarlık olarak kullanılmasının bunda etkisi olduğunu söyleyebilirim. Agora’da hala kazılara Dokuz Eylül Üniversitesi Arkeoloji bölümünce devam ediyor.
Yorulduysanız Kemeraltı’nda bir kahve içebilirsiniz. Ama öncesinde Süt Çiçeği isimli küçük şirin tatlıcıda kazandibi yemenizi tavsiye ederim. Küçük bir yer olduğu için genelde çok kalabalık oluyor ama sonucu düşünüp keyifle beklediğim çok zamanlar oldu. 😊 Biraz dinlendikten sonra İzmir’in en iyi korunmuş tarihi hanlarından Kızlarağası Hanı’nda dolaşabilirsiniz.
Bugünü sanat ile kapatalım derim.
Bahsedeceğim sanatçı 25 Ekim 1881 yılında doğmuş. Malaga kent müzesinde ilk kez Herakles’in resmini görmüş, Palaza de Toros’ta boğa dövüşlerine tanıklık etmiş ve “yemek odalarının ressamı” olan babası için model olarak hizmet eden cıvıldaşan kumruları evde izlemiş. Henüz sekiz yaşına basmadan bir boğa dövüşü için fırçayı ve boyaları eline almış.
Sanırım kimden bahsettiğimi anladınız.
Pablo Ruiz Picasso …
Kübizm akımının öncüsü İspanyol ressam Pablo Picasso'nun gösteri dünyasını konu aldığı eserlerinden oluşan sergi, Arkas Sanat Merkezi’nde 18 Eylül 2019 – 5 Ocak 2020 tarihleri arasında ziyaretçilere açık olacak. Sergilenen eserler arasında Picasso'nun önemli tabloları, tasarladığı kostümler, eskizler, heykeller ve yaşamına dair fotoğraflar yer alıyor.
Daha önce 1001 Gece Masalları sergisine gitmiştim. Yukarıda gördüğünüz köşenin önünde masal kahramanı gibi hissetmedim değil. Atmosfer çok büyüleyiciydi. 😇
İzmir’e yolu düşenler Kordon’da yer alan Arkas Sanat Merkezi’nin ücretsiz sergilerini muhakkak görmelerini tavsiye ederim.
Umarım benimle kısa bir tarihi yolculuk yapmaktan keyif almışsınızdır, sıkılmamış olmanızı diliyorum. Kapanışı da İzmir'in olmazsa olmaz vapur yolculuklarımdan birinde aldığım deniz görüntüsüyle kapatıyorum. 💙