25 Ekim 2018 Perşembe

İlber Ortaylı ile Tarihin İzinde



İlber Ortaylı okumayı sevdiğim, beni dipsiz kuyular içinde bırakmayıp daha anlaşılır ifade edişleriyle ara ara okumaya başvurduğum bir tarihçi. 

İki bölümden oluşan bu kitabı da aynı akıcılık ve anlaşılırlığa sahipti. İlk bölümü söyleşiler oluşturuyordu. Çeşitli gazete,dergi gibi yerlerde yer almış bu söyleşiler her konuya sahipti diyebilirim; yeri geldi dil, tarih üzerine kimi an ise sosyal-kültürel olaylara uzanmaktaydı. Konuların işlenişi sohbet şeklinde olduğu için soruların ulaşabilirliği ile sınırlıydı, fazla derine inmeden yüzeysel geçilmişti, bu da kitaplarında ayrıntılı bahsettiği olayların özeti şekline benziyordu. Her ne kadar bu durum beni rahatsız etmese de bazen upuzun bir sorunun ardından gelen kısa bir evet-hayır şeklindeki cevaplar, keşke gerekçesiyle de taçlansaydı dedirtti. 

İkinci bölüm ise makalelerden oluşmaktaydı, ilk bölüme göre daha doyurucu bilgilerin yer aldığı kısımdı. Bazı kelimeler bana yabancı gelse de konu bütünlüğü içinde anlaşılma da sıkıntı yaşanmaması okumayı bölmüyordu. 

Altı çizilecek bir çok satır vardı, eleştirdiği kısımları okurken birçok yerde öz eleştiri yaparken buldum kendimi, bu da ayrı hoşuma gitti. 

Hem bilmediğim konularda fikir sahibi olayım hem de bildiklerim üzerinden düşünceleri tazeleyeyim ama bunu yaparken de akademik dilden uzak olayım diyorsanız tercih edeceğiniz bir kitap diyebilirim. Hem diğer kitaplarını okumadıysanız öncesinde bir ön hazırlık olabilir.

Altını çizdiğim bazı satırlar şu şekildeydi:


- Gelecek için planlar yapıyoruz. İlerlemek için, kendimizi geliştirmek için, ailemizle rahat bir gelecek yaşamak için, çocuklarımıza iyi bir gelecek vermek için, toplumumuz için, ülkemiz için çalışıyoruz. Ama geleceğe yön verebilmek için geçmişi bilmek gerekmez mi? Ağacın köküne su dökmeden meyve almak mümkün değilse, tarihimizi bilmeden geleceğe adım atmak da mümkün değildir. (syf. 105)

- Tarih bilinci şu: Bir kere doğru dürüst tarih okuyacaksın. Büyük devletler, büyük milletler gibi tarih okuyacaksın. Dünya tarihine eğileceksin. Muhtelif diller öğreneceksin, öğreteceksin. (syf. 127)

- İstanbul'u anlamayan insanların bu şehri anlatacak taavir ve tasvif edecek ve insanlara nakledecek bir retorik, yani bir söylem ve zihniyet kurmaları mümkün değildir. Buradan yirmi beş sene nefret eden bir insanın otuz yaşından sonra burayı öğrenip öğretmesi mümkün değildir. (syf. 172)

- .. yaşam kelimesi öztürkçe olsun diye kullanılmıyor, hayatla farklı şeylerdir. Hayat bir zaman kesitinde bize ait olan bir külliyeyi; yaşam onu yaşama tarzımızı ifade eder. (syf. 183)


Alıntılar; Profil Yayıncılığın 2008 senesindeki 3. baskısına aittir.

4 yorum:

  1. Yazınız için teşekkürler. Okuma listeme aldığım bir kitap. İnşallah okuyacağım.

    YanıtlaSil
  2. İlber hocayı her zaman severek okurum ama direk gerçekleri yazdığı için ilk defa okuyanlara veya tarihi bilgileri zayıf olanlar için birazcık ağır geliyor. 1-2 kitabından sonra alışıyorsunuz ve tarih diyince aklınıza ilk gelecek hocalardan oluyor. İncelemeniz içinde teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, aynı şekilde düşünüyorum ben de, çok değerli bir tarihçimiz ve fırsat buldukça da eserlerinden yararlanmaya çalışıyorum, yorumunuzla katkınız için ayrıca teşekkürler.

      Sil

Diğerlerinden Daima Bir Adım Önde Olanlar :)