30 Ekim 2018 Salı

Harper Lee-Tespih Ağacının Gölgesinde




Çok keyif alarak okuduğum Bülbülü Öldürmek kitabının devamı.

Aynı keyfi aldım mı diye dile getirirsem hayır ama şu da bir gerçek ki yazar 55 yıl aradan sonra yazmış bu kitabı. Bugün sinir olduğum şeyi yarın umursamadığımı düşünürsek aynı duygu aktarımımın geçmemiş olması normal aslında.

Belki de aynı hazzı alamamamın nedeni; bana kitabı sevdiren çocuğun büyümesi ve büyüdüğü için de artık dünyayı o hayaller kurup canlandırdığı şekilde değil de tüm pislikleriyle görmeye başlaması olabilir. Çocuk dünyasının sıcaklığından çıkıp yetişkinlerin kasvetli, soğuk düşüncelerine geçiş ruhuma pek iyi gelmedi.

Çocukluk anlarına döndüğü kısımlar yine sevdiğim kısımlardı, sayfalar akıp gitti. Atticus'un kızını ezdirmediği satırlar, halanın burnu dik halleri, hizmetçinin yaşlanıp el etek çekip gitmesi geçmişe dair anları anımsattı.

İlk kitap ile bağlandığım bazı karakterlerin sonradan gösterdiği değişimler bazı satırlarda beni hem üzdü hem de sinirlendirdi, hatta bazen korkarak sayfaları çevirdim, sanki sevdiğim birinin aslında öyle olmadığını görecekmişim hissi beni etkiledi. Aslında, dilimin ucuna çok şey geliyor ifade etmek istediğim ama okumayanlar için keyif kaçırıcı olmasından korkuyorum, o yüzden susuyorum. :)

Özellikle, son sayfalarda Scout ve Atticus'un konuşmaları kitabın en dikkat çekici anlarıydı benim için. 

Yine de iyi ki okumuşum diyebilirim en azından bir çocuk karakterim daha bensiz büyümemiş oldu ve ırkçılık üzerine tekrardan uzun uzun düşünüp öz eleştiri yapma fırsatını tekrardan bulmuş oldum. Tavsiye ederim. 

Altını çizmekten kendimi alamadığım satırlardan bazıları:

- İnsanlar bir nedenle birbirlerine güvenirdi; nedenini unuttum. (syf. 138)

- Bir adam sana, 'İşte gerçek bu, ' diyorsa, sen de ona inanıyorsan, sonra da söylediği şeyin gerçek olmadığını keşfediyorsan, hayal kırıklığına uğrarsın ve bir daha onun tuzağına düşmemek için dikkat kesilirsin. (syf. 153)

- Bu ülkede beni korkutan tek şey şu: Devlet bir gün öyle canavarlaşacak ki, en küçük bireyler ayaklar altında ezilecek ve artık yaşamanın hiçbir değeri kalmayacak. (syf. 171)

- Sizin elde var bir saydığınız bazı şeylere de hiç sahip olamadım,asla da olamayacağım. Sırtımı yaslayabileceğim tek şey, kendimim. (syf. 198)

- Şunu da hep hatırla: Geriye bakıp, düne, on yıl önceye bakıp o günkü halimizi görmek her zaman daha kolaydır. Zor olan, şu anki bizi görmektir. Bu beceriyi edinebilirsen, yuvarlanıp gidersin. (syf. 232)

- Çirkin bir sözcük olan önyargı ile tertemiz bir sözcük olan inancın ortak bir noktası var: Her ikisi de mantığın bittiği yerde baslar. (syf. 233)


*Alıntılar; Sel Yayıncılığın 2015 senesindeki ilk baskısına aittir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Diğerlerinden Daima Bir Adım Önde Olanlar :)