21 Ekim 2018 Pazar

Mine Söğüt'ten Deli Kadın Hikayeleri




Kitapta 21 hikaye var, bu hikayeler öyle okuyup geçeceğiniz tarzda olmayıp aksine okudukça ruhunuzu kanatmakla kalmayıp düşüncelerinizden kaçmak isteyeceğiniz kadar iç karartıcı. Kitaptaki öykülerin çıkış noktası delilik, delirerek ölenlere diye başlıyor ama onları bu noktaya getirenler neler onları görüyoruz. Yaşanılanlar hiç kolay değil, kadın olmanın en zor hallerini gözler önüne sermiş yazar; tecavüz, istismar, şiddet, travmalar vb. Her öykü farklı bir olumsuzluktan beslenmiş. Bunlar günümüzün de değişmezleri olduğu için okurken insan etkilenmeden geçemiyor. 

Kitabın sayfa kalitesi o kadar güzel ki, pürüzsüz , parmaklarınız sayfalarda kayıp gidiyor, bunu neden bu kadar ayrıntılı ifade ettiğime gelirsek bana sanki anlatılanların ağırlığına, yapılanların çirkinliğine, kadınların bedenen ve ruhen çektiklerine inat hayatın yine de kaldığı yerden devam edişini simgeliyor, hayata yeni bir sayfa açmak gibi aynı.[ Sayfa kalitesini de buna bağlayan benden başkası da yoktur sanırım. :)] 

Bazı sayfalar arasında yer alan görseller beni ürkütmedi dersem yalan olur, o kasvetli havayı çok güzel yansıtmışlar. Onlara da ayrıca bayıldım. Hikayelerle birlikte düşününce etkisi daha vurucu oluyor. 

Yazarın dili sıradan değildi, anlatım herkese hitap etmeyebilir, gününde okunmadığında etkileyiciliği azalabilir, benim için doğru bir tercihti. 


Deliliğe yakın hissettiren alıntılardan bazıları; 


- Hiçbir ev kadını kendini mutfakta asmaz. Yemeklere yas sıçratmaz. (syf. 12) 

- Hani derler ya insan ölürken hayatı bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçermiş, yok çocuğum, yalan. Ben ölüyorum ve hayatım bir film şeridi gibi gözlerimin önünden falan geçmeyecek. Hissediyorum. Ben unutmak istiyorum doktorcuğum. Eskiden olan her şeyi unutmak. İnsan ölürken geçmişi hatırlarsa çok üzülür değil mi? İnsan ölürken kendi kendini niye üzsün ki? (syf. 20) 

+Deli olduğunun farkında mı?'' 
   - Evet farkında.'' 
   + Deliliğinden kurtulmaya çalışmamış mı hiç... iyileşmeye?'' 
   - Hayır. O çok sevmiş deliliğini.'' 
   + Nereden anladınız bunu?'' 
  - Bir zamanlar yatağının durduğu yerin tavanına takılı kancalardan... kendini öldürme fikrini bu kadar çok seven biri kendini de çok seviyor demektir. Kendini ve deliliğini... (syf. 44) 

- Deliliğin cazibesi ne kadar tehlikelidir bilemezsiniz... (syf. 119) 

- Modern bir mezarlık arıyoruz. Birlikte geçmişi ve geleceğimi gömeceğiz. (syf. 155) 


* Alıntılar; Yapı Kredi Yayınları'nın 2017 senesinde yayınlanan 13. Baskısına aittir. 
* Fotoğraf; bana bu kitabı hediye eden, kitaplar ile anılarımızı iyice zenginleştirdiğim arkadaşıma aittir.

4 yorum:

  1. Delilik ve kadınlar bir araya gelince tehlikeli bir hal alıyor.Deli kadınlarla ilgili öyküler ilginç görünüyor. Okumak lazım 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oldukça ilginç, yazarı daha önce okudunuz mu bilmiyorum ama alışılmışın dışında bir yazım tarzı var, ben çok beğeniyorum.. Umarım siz de beğenirsiniz. :)

      Sil
    2. Yok daha önce okumamıştım, bu ilk olacak😊

      Sil
    3. Son olmaması temennisiyle diyeyim o zaman. 😊 İyi okumalar.

      Sil

Diğerlerinden Daima Bir Adım Önde Olanlar :)